GürcistanGürcistan Tarihi

İslami Dönem

İslam ordularının Kafkasya’ya yönelik harekatı Hz. Ömer devrinde başladı.

İslâm ordularının Kafkasya’ya yönelik harekâtı Hz. Ömer devrinde başladı. Sürâka b. Amr 22’de (643) Bâbülebvâb Kralı Şehr-Berâz ile barış yaptıktan sonra Habib b.Mesleme ileri harekata devam ederek bazı yerleri ele geçirdi. Habib b. Mesleme daha sonra Hz. Osman zamanında İrminiye’nin fethiyle görevlendirildi. Duvîn’i zapteden Habîb Gürcistan’ın merkezi Tiflis üzerine yürüdü ve şehri fethedip Gürcülerle bir anlaşma yaptı (25/645-46). Buna göre;

Halkın canına, mâbedlerine, kiliselerine ve havralarına dokunulmayacak, Onlar da her aile için 1 dinar cizye ödeyecek. Müslümanlarla dost olacak. Allah ve Resulû’nün düşmanlarına karşı düşmanlık edeceklerdi (Belâzûrî s. 289). Habîb b. Mesleme. Abdurrahman b. Cez’i Tiflis halkına İslâmiyet’i tebliğ etmek üzere gönderdi. Onun gayretleriyle çok sayıda Gürcü Müslümanlığı kabul etti. Hz. Osman ve Hz. Ali zamanında İrmîni’ye valiliğine bağlanan Gürcistan Emevîler devrinde el-Cezîre valiliğine tâbi oldu. Gürcistan’daki fetih harekâtı Emevîler tarafından da sürdürüldü ve Hişâm b. Abdülmelik zamanında (1724-743) Gürcistan tamamen fethedilerek Arrân’ın merkezi Berdea’da bir ordugâh tesis edildi. Azerbaycan, Arân, Şirvan, İrmîniye ve Gürcistan’ın dahil olduğu büyük bir vilâyet kuruldu.

689’dan itibaren İslâm ve Bizans orduları Gürcistan için mücadeleye girdiler. Mervân b.Muhammed, 736’da Batı Gürcistan’ı Bizans İmparatorluğu’ndan koparmaya çalıştı. 740’larda Bizans nüfusu tekrar hissedilir oldu. Hârûnürreşid’in 786’da İrminiye’ye vali tayin ettiği Huzeyme b. Hâzim Müslümanlara karşı isyan eden Kartlı İberiya üzerine yürüdü ve ileri gelenleri öldürttü. Kaynaklar Huzeyme’nin halka çok sert davrandığını kaydeder.

Gürcistan’da 683’te başlayan Hazar akınları aralıklarla 764-765 yıllarına kadar devam etti. Hazarlar bu tarihte büyük bir ordu ile Kur ve Aras boylarını istilâ ve Tiflis’i zaptederek Gürcistan’a yerleştiler. Abbasiler zamanında İrminiye ve Şirvan ayrı vilâyetler haline getirilince Tiflis’te İshak b. İsmâil tarafından bir İslâm emirliği kuruldu (833-852). Halife Mütevekkil-Alellah zamanında Tiflis ile Bağdat arasında bazı anlaşmazlıklar çıktı. Bunun üzerine halife, meşhur Türk kumandanı Boğa el-Kebîr’i İshak’ı te’dip etmekle görevlendirdi. Boğa, İshak ile oğlunu esir alıp öldürttü ve Tiflis’teki emirliğe son verdi. Tarihçiler, bu emirliğin yıkılmasını halifelik için telâfisi mümkûn olmayan bir hata olarak değerlendirirler ve bunun Kafkasya’daki çöküşün başlangıcı olduğunu söylerler.

III-IV.yüzyıllarda (IX-X. yüzyıl) Gürcistan’da hüküm süren Müslüman ailelerden biri de Benî Ca’fer idi. Tiflis Valisi Ca’fer b. Ali ve halefleri Abbâsî halifeleri adına para bastırmış ve onları metbû tanımıştı. 1020’den sonra Gürcistan’ın bazı toprakları Bizans İmparatoru II.Basileios tarafından ilhak edildi ve yeni bir askerî ve idarî bölge kuruldu.

Türkler, Selçuklular’ın ortaya çıkışından önceki tarihlerde Abbâsî ordusunda ücretli asker olarak Gürcistan’a girmiş ve kuzeyden gelen ırkdaşlarıyla buraya yerleşmiş bulunuyordu. Selçuklular 1049’dan itibaren Gürcistan’a akınlar yapmaya başladılar. Sultan Alparslan Gürcistan’ın küfür, isyan ve azgınlık içinde olduğunu söyleyen Türkmen beylerinden Tuğtegin’in teşvikiyle, burayı itaat altına almadan Bizanslılar’la savaşmanın tehlikeli olacağını düşünerek Gürcistan seferine çıktı. Selçuklular’ın öncü birliklerine esir düşmekten zor kurtulan Kral IV. Bagrat sonunda Selçuklular’a tâbi olmayı kabul etti ve bir barış antlaşması imzaladı (1456/1064).

Alanlar’ın 1065’te Selçuklular’ın nüfuz ve hâkimiyeti altındaki yerleri tehdit etmesi sebebiyle Alparslan ikinci defa Gürcistan seferine çıktı. Şeddâdîler ve Şirvanşahlar sultana itaat arzettiler. Şekkî bölgesini itaat altına aldıktan sonra Gürcü Kralı Bagrat üzerine yürüyüp bazı yerleri fethetti. Beş ay süren seferden 1068’de geri döndü. Sultan Melikşah tahta çıktıktan sonra Gürcistan’ın bazı şehir ve kalelerinde isyan çıktı. Bunun üzerine Melikşah, kendisine bağlı kalan Gürcü kumandanlarından Liparit oğlu Yuane ile birlikte Gürcistan üzerine bir sefer düzenledi. Karthili’ye kadar gelip pek çok esir ve ganimetle geri döndü ve bölgenin sorumluluğunu Serhenk Sevtekin’e verdi (1076) Ancak Kral II. Giorgi Savtekin’le yaptığı savaşları kazanıp Selçuklu hâkimiyetindeki bazı yerleri geri aldı. Bu gelişmeler üzerine Sultan Melikşah yeniden Gürcistan seferine çıktı ve Aras üzerinden Gürcistan’a girdi (471/1078-79). Somkheth bölgesini yağmalayıp Yuane’yi esir aldı ve Savtekin’i takviye birlikleriyle orada bırakıp döndü. Savtekin’in Gürcüler karşısında tekrar bozguna uğraması üzerine Melikşah Emir Ahmed’i Gürcistan seferine memur etti. Emir Ahmet, kralı Kouel’de ağır bir bozguna uğrattıktan sonra Kars’ı ve Gürcü işgali altındaki diğer yerleri geri aldı. Emir Ebû Ya’kûb ile Emîr Îsâ Börg Gürcistan üzerin seferlere devam ettiler ve Trabzon’a kadar bütün sahil bölgesini ele geçirdiler.

Ülkesinin tamamen istilâ edilmek üzere olduğunu gören Giorgi. Hiç olmazsa bazı toprakları elinde tutabilmek için Melikşah’a itaat arz etmek üzere İsfahan’a gitti. Sultan Melikşah da kendisini metbû tanıması. Haraç ödemesi ve askerî yardımda bulunması şartıyla ülkesini korumaya söz verdi. Sultan Melikşah son olarak 1086’da büyük bir ordu ile bir defa daha Kafkaslar’a geldi ve bölgeyi tamamen itaat altına aldı. X. Yüzyılın sonlarında Doğu Gürcistan’da on binlerce Türk yaşamaktaydı. Bu sebeple Gürcüler bölgeye “Didi Turkoba” (büyük Türkeli) adını vermişlerdi.

Kral II.David, Kıpçaklar’dan sağladığı büyük bir ordu ile yeni bir istilâ harekâtı başlatıp Gence’ye kadar gelince Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar Gürcistan üzerine yürüdü. Gürcü kuvvetlerini bozguna uğratarak bazı şehirleri tahrip etti (503/1110). Kıpçaklar Gürcistan’ın tarihinde önemli rol oynadılar. XII.yüzyılın sonlarında devletin iktisadî hayatına Kıpçaklar hâkim olmuştu. 580’de (1184-85) Kraliçe Tamara devrinde Kutlu-Arslan devletin kaderine hükmedecek kadar güçlüydü. Müslüman olan Kıpçaklar ise Dağıstan yoluyla Azerbaycan’a girmiş ve buradaki Türkler’le beraber Gürcüler’le mücadele etmiştir.

Kral David’in Tiflis ve Gence gibi Müslümanların hâkimiyetindeki şehirlerden haraç istemesi üzerine Müslümanlar Irak Selçuklu Sultanı Mahmûd b. Muhammed Tapar’dan yardım istediler. O da kardeşi Gence Meliki Tuğrul, Atabeg Gündoğdu. Dübeys b. Sadaka ve Artuklu İlgazı’yı Gürcistan’a sefere memur etti. Ancak Müslümanlar Gürcü, Ermeni ve Kıpçaklar’dan oluşan Gürcistan ordusu karşısında başarı sağlayamadılar. Gürcüler, 12 Ağustos 1121’de Didgori yakınlarında cereyan eden bu savaştan sonra asırlardan beri İslâm hâkimiyetinde bulunan Tiflis ve Ani’yi işgal ettiler. Tiflis Gürcistan’ın başşehri oldu. Şirvan halkının yardım istemesi üzerine Sultan Mahmud Gürcistan’a bir sefer daha düzenledi, fakat kayda değer bir başarı elde edemedi. (517/1123). Kral David aynı yıl Şirvan’ı ilhak etti.

Gürcüler 1161’de Ani’yi,ertesi yıl Kars ve Duvîn’i istila ettiler: çok sayıda Müslümanı öldürüp cami ve evleri yaktıktan sonra Tiflis’e döndüler. Müslüman kadınları çırılçıplak vaziyette götürdüler: Gürcü kadınları bunu yadırgayıp Müslüman kadınları giydirdiler. Bu olay Müslümanlar arasında büyük tepki yarattı. Azerbaycan Atabegi İldeniz. Ahlatşah Sökmen. İzzeddin Saltuk, Merâga Emiri İbn Aksungun, Irak Selçuklu Sultanı Arslanşah ve bazı Anadolu beyleri Nahcıvan üzerinden Gence’ye geldiler. 50.000’i aşkın mücahid doğrudan Gürcü topraklarına saldırdı ve1163’te Gürcistan’i istila edip çok sayıda esir aldılar. Ardından da XII. Yüzyılın sonlarına kadar Doğu Gürcistan’a hâkim olan Selçuklular. İldenizliler, Mengücüklüler. Saltuklular ve Ahlatşahlar Gürcüler’le mücadeleyi sürdürdüler. Anadolu Selçuklu Sultanı II. Süleyman Şah. Gürcüler’in sürekli olarak Türk topraklarına saldırması üzerine 1202’de Gürcistan seferine çıktı. Ancak ordugâhta istirahat halinde iken Gürcüler’in baskınına uğradı ve ağır kayıplar verdi. Esirler arasında Erzincan Mengücüklü Beyi Behram Şah’da bulunuyordu. Süleyman Şah 1204’te ikinci defa Gürcistan üzerine yürürken yolda öldü. Sultan I.Alâeddin Keykubad devrinde 1232’de Kemâleddin Keykubad devrinde 1232’de Kemâleddin Kâmyâr ile Mübârizüddin Çavlı Gürcistan’a sefer düzenlemiş ve bazı kaleleri ele geçirmişlerdi. Selçuklu ordusuna karşı koyamayan Kraliçe Rusudan barış teklifinde bulundu. Yapılan anlaşmada kraliçe, kızı Tamara’yı Sultan Alâeddin Keykubad’ın oğlu II. Gıyaseddin Kayhusrev’e nikâhlamayı kabul ediyordu. Celâleddin Harizmşah Tebriz’e yerleştikten sonra Gürcistan’a sefer hazırlıklarına başladı. Diplomatik teşebbüslerinden bir sonuç alamayınca 622’de (1225) Duvîn’i zaptetti. Kerbi ve Zün şehirlerini de ele geçirip Azerbaycan’a döndü. Ertesi yıl tekrar Gürcistan seferine çıkan Celâleddin Harizmşah Tiflis’i fethetti (Rebiülâhir 624/Nisan 1227) Aynı yıl Ani’yi ve Kars’ı kuşattı: Gürcistan’ın kuzeyine akınlar yaptı ve pek çok ganimet elde etti. Celâleddin Hârizmşah. Ahlat’ın muhasarasıyla meşgul olduğu sırada Gürcistan’da bıraktığı veziri Şerefülmülk’ten Gürcüler’in Tiflis’i ele geçirme hazırlıkları yaptığını haber aldı. Bunun üzerine Betak gölü civarında Gürcü. Ermeni ve Kıpçaklardan oluşan müttefiklerin karşısına çıktı. Kıpçaklar’ı diplomatik yollarla saf dışı etmeyi başardıktan sonra da Gürcü ordusunu bozguna uğratıp Tiflis’e girdi (1627/1229).

İlk defa 1220’de Gürcüler’i bozguna uğratan Moğollar 1231’de Gürcistan’a girdiler. Kraliçe Rusudan Papa IX. Gregorios’tan yardım istedi, fakat bir sonuç alamayınca Tiflis’i terk etmek zorunda kaldı. Moğollar 633’te (1235-36) Gürcistan’ı tekrar işgal ettiklerinde Gürcü ileri gelenlerini Moğolistan’a gönderdiler: bunlar yıllarca orada kaldı. Moğollar çok sayıda Gürcü askerini de seferlerde kullandılar. Kraliçe Moğollar’la başa çıkamayacağını anlayınca haraç ödeyerek onlara tâbi olmayı kabul etti ve 1243’te Büyük Han’ı resmen metbû tanıdı.

Rusudan’ın ölümünden sonra Moğollar Kafkasya’yı sekiz eyalete böldüler. Büyük Moğol Hanı Mengü Han’ın tahta çıkışından (1251) sonra onun görevlendirdiği David adlı Gürcistanlı iki kişi Moğolistan’daki Karakorum’dan ülkelerine dönerek birlikte hüküm sürdüler. Daha sonra Batu Han ile Hülâgü Gürcistan’da hâkimiyet tesis etmeye çalıştılar.Berke Han 1266’da Tiflis’e kadar geldi. İlhanlı hâkimiyetindeki Gürcistan’ın refah seviyesi oldukça yüksekti. Kral IV. David, Tiflis’in en büyük Ortodoks papazı ve kadısının da bulunduğu bir sefâret heyetini İlhanlı Hükûmdarı Gâzân Han’a göndermişti. İlhanlılar da Gürcüler’i seferlerde kullanıyor ve onların Müslüman olmaya teşvik ediyorlardı. Kral V.Giorgi İlhanlılar’ın son dönemindeki karışıklıklardan istifade ederek Gürcistandaki Moğol hâkimiyetine son verdi. Gürcü kralları bu tarihten sonra Bizans imparatorluğu ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştılarsa da Timur 1386’da Gürcistan üzerine bir sefer düzenledi. Tiflis Kalesi’ne sığınan Kral V. Bagrat ile Kraliçe Anna esir alındı. Bazı Gürcü tarihçileri Bagrat’ın ihtidâ ettiğini söylerse de bu ihtidâyı topraklarını kurtarmak amacıyla başvurduğu bir hile şeklinde değerlendirenler de vardır. Timur daha sonra Tiflis yoluyla Şekiye geldi ve burayı da zaptetti. 1395’te Bagrat’ın yerine geçen oğlu Kral VI.Giorgi. Timur’un 1399-1400’deki seferinin ardından haraç ödeyerek onun hâkimiyetini kabul etti. 1401’de Sivas-Bağdat-Tebriz üzerinden tekrar Kafkaslar’a dönen Timur. Kendisine asker göndermesi ve Müslümanlara iyi davranması şartıyla Giorgi’ye eman verdi (1402). Ancak Erzurum’a dönünce Yıldırım Beyazid’e karşı kazandığı zaferden dolayı tebriklerini sunmadığı için Kral Giorgi’yi cezalandırmaya karar verdi. Kral hediyeler gönderip af dilediyse de Timur bunu kabil etmedi ve 1403’te Gürcistan seferine çıktı. Çok sayıda şehir ve köyü tahrip etti. Ulemâ Gürcistan halkına eman verilebileceğine dair fetva verince Timur bölgedeki katliama son verdi ve bütün manastır ve kiliseleri yıkıp Tiflis’ten Beylekân’a gitti. Beylekân-Trabzon arasındaki toprakları Halil Mirza’ya iktâ etti.

Timurlular’dan sonra Bagratoğulları’ndan. Alexandre (1412-1442) Gürcistan’da hâkimiyet tesis edip biliği sağlamaya muvaffak oldu. Fakat daha sonra Gürcistan üç krallığa (Kartliya,Kahetya, İmeretiya) ve beş beyliğe ayrıldı. Karakoyunlu Kara Yûsuf 815’te (1412-13) Gürcistan’a gelerek bazı yerleri tahrip etti. 841’de (1437) Şâhruh Gürcistan’a girince Kral Alexandre ona kıymetli hediyeler gönderdi. Karakoyunlu Cihan Şah 848’de (1444) Ahıska’ya bir akın yaptı. Uzun Hasan ilk defa 1466’da Gürcistan topraklarına girdi. İç karışıklıklar yüzünden Ahıska’yı alamadıysa da Gürcüler’e esir düşmüş olan bazı Müslümanları kurtardı. Akkoyunlu Sultanı Yâkub 1486’da Samtslehe’yi ele geçirdi ve sûfi Halil Bey’i Gürcistan’ın fethiyle görevlendirdi. Uzun süren kuşatmadan sonra Veli Ağa Tiflis’i zaptetti (894/1489).

Safevî Hükümdarı Şah İsmâil 1501’den itibaren Gürcistan’a akınlar düzenledi. Şah Tahmasb da Gürcistan’a dört büyük sefer düzenledi ve 1540’ta Tiflis’i ele geçirdi.

Hüsamettin M.Karamanlı

BİBLİYOGRAFYA:

Belazüri, Fütüh (Fayda), s. 224,278-288,289,290,297,302,303; Ya’kübi, Tarih, II, 168, 372, 428,435,463,464,475,489; Taberi, Tarih (Ebü’l-Fazl), IV, 155,158,162; VII,7,27; IX, 188, 192-193; İbnü’l Erzak el-Fariki, Tarihu Meyyafarikin, s 42,97-98,250; Ahbarü’ddevleti’s Selçukiyye (Lugal), s,24,32,57,82,94,100,104,111,113,120,132,133; Nesevi, Siret-i Celaleddin-i Mingbumi (trc Anonim,nşr. Mücteba Minovi),Tahran 1344 hş./1965, s. 113,145,150-156; Bündari, Zübdetü’n Nursa (Burslan),,s. 31,37,39,133,134,174,196,212; Nizameddin-i Şami, Zaafername (trc. Necati Lugal), Ankara 1987, bk. İndeks; İbn Arabşah, “Aca’ibü”l-makdür (nşr. Ahmed Faiz el Hımsi), Beyrut 1407/1986, s. 358 vd.; wW.E.D. Allen, History of Georgian People, London 1932; İbrahim Kafesoğlu, Sultan Melikşah Devrinde Büyük Selçiuklu İmparatorluğu, İstanbul 1953, s. 7-10,14,113-114; Aydın Taneri, Celalü’ddin Harizmşah ve Zamanı, Ankara 1977, s. 47-51; V. Minorsky, “Caucasia II:The Georgian Maliks of Ahar”, The Turks, İran and the Caucasus in the Middle Ages, London 1978, V, 868-877; a.mif,, “Tiflis”, İA, XII/1,s,264-272; a.mif.-(C.E. Bosworth), “al-Kurdi^, El2 (İng.) V,486-492.Cl.Cahen, Anadolu’da Türkler (trc. Yıldız Moran), İstanbul 1979, bk. İndeks; Mehmet Altay Köymen, Alp Arslan ve Zamanı, Ankara 1983, 1,25-40; Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye Tarihi, İstanbul 1984, bk. İndeks: R.G. Suny. The Making of the Georgian Nation, London 1989, s. 27-45; İsmail Aka , Timur ve Devleti, Ankara 1991, s.13,21,23-25,31,51; Mirza Bala,”Gürcistan”, İA.IV,838-841.

Comment here